Dünyada 1, 49 trilyon suyun ancak %1’inin yarısından azının içilebilir olduğu ortaya çıktı. Geri kalan %98′ i tuzlu deniz suyu, %1, 5′ i ise kutuplardaki buzullarda kalıyor. Bu kadar suyun içinde susuzluk çekmek biraz garip, fakat dünyada daha fazla içme suyuna ihtiyaç duyulduğundan şüphe yok. Uzmanlara göre, 15 yıl içinde, iklim değişikliği altında kötüleşecek küresel su kıtlığına karşı savunmasız bölgelerde yaşayan neredeyse 2 milyar insan, fazlasıyla etkilenecek.
deniz
İnsanlar 2400 yıl önce, deniz suyunu kaynatıp, tuzunu çökerterek tatlı su elde ettiler, günümüzde ise suyu tuzdan arındırma uzun bir yol kat etti. Aslında insanlar deniz suyunu en azından eski Yunanlılar kadar içilebilir hale getiriyorlar. Hacimsel kapasite su arıtmanın en büyük kullanıcıları; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İspanya, Kuveyt ve Japonya’dır. Deniz suyundan tatlı su üretimi yıllar geçtikçe artıyor, ancak hala kovada bir damla. Peki, neden deniz suyunu içme suyuna dönüştürmüyoruz?
Deniz Suyunu Tuzdan Arındırmanın Maliyeti Nedir?
Şehirlerin ve ulusların ölçeğine götürüldüğünde, deniz suyunun arındırılması, özellikle bölgesel ve yerel tatlısu kaynaklarına kıyasla çok daha pahalıya mâl oluyor. Enerji tüketimi, tuzdan arındırılmış suyun toplam maliyetinin üçte biri kadarını oluşturur. Akabinde deniz suyunu içeriye nakletmenin büyük masraflarıyla uğraşmak zorunda kalınır. Bununla birlikte, tatlı su, daha az miktarda ve daha pahalı hale gelmeye devam ederken, daha fazla şehir bu hayati talebi karşılamanın bir yolu olarak deniz suyu dönüşümüne önem veriyor.
deniz suyu
Deniz suyunu arıtma ihtiyacı, muhtemelen yaşadığınız yere bağlıdır. Tatlı suyun ithalatı ve yenilenmesinin yüksek maliyetleri göz önüne alındığında, deniz suyunu arıtma kaynak alanları için cazip bir seçenektir. Bu potansiyel, çoğunlukla değişken sosyal, politik, çevresel ve ekonomik faktörlerle sınırlıdır. Nereden bakarsanız bakın, su arıtma teknolojisi gelecek yıllar boyunca su portföyümüzün büyüyen bir parçası olmaya devam edecek gibi görünüyor.
